Kimi hızdan, kimi yükseklikten,kimi de palyaçolardan korkar..Bu korku öyle bir
takıntı haline gelirki, bazen insanın hayatını alt üst eder..Benim hayattaki en
büyük korkum ise resmini aşağıda gördüğünüz bu canavar ve türevleri.
Adı Burak..Biz aramızda çişli kakalı diye hitap
ediyoruz..Henüz 40 günlük bile değil..
Ama nefes alması bile beni korkutmaya yetiyor. Anası benim can
dostum..Bu sene birlikte geçirdiğimiz 24. yılımız..Yani neredeyse çeyrek
asırdır arkadaşız..Babası ise 3 yıl önce katıldı aramıza ama severim
keratayı..Kankutum olur kendisi.. Neyse Burak’a nağmı diğer çişli kakalıya
dönelim. 18 Ağustos sabahı katıldı aramıza. Aslan burcu olsun diye anası gidip
erken erken doğurdu.
Şeytanın Sevimli
Yüzleri
Hayatım boyunca hiç çocuk sevmedim..Hatta bir iki istisna
dışında kucağıma almışlığım ya da agugibidigi şeklinde şarlatanlık yapmışlığım
dahi yok. Bana itici ve sinsi geliyorlar. Şeytan gibiler. İstediklerini almak
için yapmayacakları yok. Ağlamak, halının ortasına sıçmak, yemeği yere atmak bu
taktiklerden sadece birkaçı.. Üstelik hepsi mal cambazı. Kendi ayağıma aldığım
ayakkabıya 100 lira veriyorsam, 10
numara küçük bebe ayakkabısı almak için 200 lira vermem gerekiyor. Hem daha az
malzeme kullanıyorlar, hem de daha çok para istiyorlar
18 Ağustos Değiştirdi Beni
Dedim ya Burak benim Ahiretliğin oğlu..Geçtiğimiz ay
doğdu. Doğum anında orada olmadığım için
hala vicdan azabı çekiyorum..Telefon açıp bilgi almaya çalıştıklarıma ise hala
lanet okuyorum. Adamlara durum ne diyorum. Bebek şöyle güzel, böyle güzel
diyorlar. Ulan bebek umrumda değilki, anası lazım bana..Onun durumunu söyleyin
be insafsızlar. Neyse her ikisi de domuz gibi çıktı ameliyathaneden..Ve bir
anda kalabalıklaştı ailemiz. O akşam hastaneye gittiğimde, ahretliğimin yüzüne
baktım..Yorgunluğun altına gizlenmiş bir mutluluk, bir gurur vardı yüzünde. O
an anladım ,ben bu çocuğu sevmek zorundayım. Çünkü anasını seviyorum..Hem de
böbreğim, safra kesem kadar.
Sonra
günler geçtikçe alıştım çişli kakalıya..Hatta aramızda bir bağ
oluştu..İnanılmaz ama sesimi tanıyor,sanki hareketleri ile korkma la diyor. Ben
ise narkotik köpeği kıvamındaki burnumla, altına yaptığını 1 kilometre uzaktan
bile anlıyorum. Diyeceğim o ki, korku dediğin bazen sevgiye dönüşüyor. Size
hızı sevin, gidin 100 kilometre ile duvara çarpın geberin ya da yükseklik korkunuzu yenmek için kendini pikaçu sanan
çocuk gibi çatıdan atlayın demiyorum..Ama deneyin..Bazen sonuçları güzel oluyor.
Ben denedim..Hiç yoktan teyze oldum. Hala çocuğu kucağıma almaya, dokunmaya
korksam da, bence ilerleme konusunda fena sayılmam.
4 yorum:
Dostum hislerime tercüman olmuşsun resmen.Bence de şeytana benziyorlar..Ama sizin bu delikanlıyı sevdim..Fenerli ya kazandı gönlümü
Bir insan neden bebekler korkar anlamıyorum.Ne kadar masum ne kadar narin ve korumaya muhtaçlar aslında.Çevren kötülüklerle doluyken bir bebekten korkmak, onu şeytan olarak nitelemek çok anlamsız. Ama yine de yazının sonunu çok beğendim.Bebekte çok güzelmiş allah anasına babasına bağışlasın
çoook güzel bir çoukmuş..benimde bir kızım var 6 aylık.beşik kertmesi yapalım
Maşallah ne güzel çocuk.
Yorum Gönder