Bu afiş Boğaz Köprüsü’ne bağlanırken, Yıldız Teknik
Üniversitesi önündeki üst geçitte asılıydı. Günlerce gelip giderken gözüm
takılı kaldı afişe. Bir gariplik vardı ama ne olduğunu çözemedim. Ta ki
geçtiğimiz gün bir tinerci dimağımı aydınlatana kadar. Elinde tineriyle
yaklaştı yanıma, sığındığımız harabeleri bile elimizden aldılar, kentsel
dönüşüm varmış, belki biz de arada kaynar insana döneriz dedi. Aslında kibar
bir isyanın dışa vurumuydu bu. Ardından aynı afişe bir kez daha göz attım ve
yapılan haksızlığın, adaletsizliğin yüzsüzce nasıl üst geçitlere asıldığını
gördüm. Malumunuz İstanbul’un dört bir yanı inşaat halinde. Kentsel dönüşüm adı
altında, binlerce kişi yerinden yurdundan ediliyor, toprak altında kalan tarihin
üstüne beton dökülüyor ve işin en acı yanı da garibanın elinden binbir dalavere
ile alınan yerler, zat-ı şahanenin belirlediği muhafazakar elitlere peşkeş
çekiliyor. İşte bu afiş farkında olmasa da tam da yaşanan bu durumu anlatıyor.
Bakın ne yazıyor o afişte. “ 16.045 konutla, 3.277 iş yerinin yıkımı ve 731
konutun anahtar teslim töreni” Yani yaklaşık 20 bin mekan yerle bir edilmiş.
Karşılığında 731 anahtar teslim edilmiş. Eminim ki, o anahtarları cebine
koyanlar o yıkılan mahalleye daha önce adım atmamıştır, esnafla oturup iki laf etmemiştir. Ama şimdi ceplerinde
anahtar var. Çünkü rantsal dönüşüm sonrası, yıkılan o mekanların yerine devasa
binalar dikilecek. 100 bin liraya, 200 bin liraya alınan evler milyonlara
satılacak. Gariban mı zengin olsun, gariban mı lüks evlerde yaşasın ?! Tabi ki,
eşi, dostu, yüksek yerlerde tanıdığı olanlar zevk-i sefa sürecek. Dedim ya 20
bin mekan yıkılıyor, karşılığında 731 anahtar veriliyor. Demek ki, 20 bin dar
gelirli ancak 731 zengine denk geliyor. Ama devletin hakkını da yememek lazım.
Evleri kentsel dönüşüm var diye gasp edilenlere seçenekler de sunuldu.
İstiyorsanız yeni yapılan evleri siz alın dediler. Ama tek bir şartla.
Metrekaresini bize 500 liraya sattığınız evleri, yenilenmiş olarak geri almak
istiyorsanız, metrekaresine 10 bin lira ödeyeceksiniz. Gariban düşündü, taşındı
işin içinden çıkamadı. Birçoğunun yıllık geliri dahi 10 bin liranın altında.
N’apsınlar mecbur yeni bir kenar mahalle buldular kendilerine. Bir sonra ki
rantsal dönüşümü şimdi orada bekliyorlar. Bakalım sığındıkları o kenar mahalle
ne zaman keşfedilecek ve kimlere peşkeş çekilecek.