Ne güzel şarkıydı değil mi?.. Nilüfer ve Kayahan'ın sevgili olduğunu sandığım çocukluk dönemime ait, hala bütün sözlerini ezbere bildiğim bir şarkı.. Böyle içlene içlene dertli dertli eşlik ederdim Kayahan'a.. Sanki aşık olmuşum ya da aşkın ne olduğunu bir tek ben bilirmişim gibi.. Halbuki o zamanlar benim için aşk demek Barbie ve Ken'in aynı kutuda yan yana durması demekti..Ama bugün şarkının sözlerinin gerçek manasını anladım galiba. Sayın Bülent Arınç'a teşekkürü bir borç bilirim bu nedenle.
Büyük Devletten Büyük Önlem
Neredeyse her sabah aynı güne uyanıyoruz.. Bir yanda gencecik adamlar analarının, babalarının omzunda son yolculuğa uğurlanırken, bir yanda o şehitlere her an yenileri ekleniyor. Artık şehit olmadığı gün haber yapılıp, çok şükür bugün şehit yok denilmesini bekler oldum. İşte böyle bir ortamda büyük devlet elini taşın altına koydu. Az önce haberlerde izledim, bizzat Bülent Arınç açıkladı..Zırhlı araçlar alınacak dedi.. Ohh dedim, nihayet hiç uğruna yitip giden askerlerin artık canları daha sıkı korunacak..Malum daha geçen hafta Bingöl'de hemde bir iki gün arayla aynı yerde iki saldırı gerçekleşti. Savunmasız, silahsız askerler şehit edildi. Bildiğin belediye otobüsünden hallice bir otobüsle taşınıyorlardı.
Bana Zırhlı Araçlar Sana Kurşunlar
Meğerse zırhlı araçlar mehmetçik için değil, bürokratlar içinmiş. Yani artık doğuda görev yapan valiler, kaymakamlar zırhlı araç kullanacak, terör saldırılarından korunacak..
Peki ya askerler.. Kimin umurunda. Zaten askerlik yan gelip yatma yeri değildi, değil mi?! Zat-ı muhterem böyle buyurmuştu. Onlar yine kelle koltukta yaşamaya devam edecek. Tabi valilere, kaymakamlara zırhlı araç alınsın, koruma verilsin. Sonları Tunceli'deki savcı gibi olmasın. Murat Uzun gibi onlarda eşlerinin, çocuklarının gözü önünde başlarına sıkılan kalleş bir kurşunla ölmesin. Ama hayattaki en kıymetli varlıklarını, çocuklarını devlete teslim eden anne babalar, o genç çocuklarda düşünülsün. Devlet emanete hıyanet etmesin. Yani işin özü, ceylan derisi koltuklarında mabad büyütenler, Kayahan'ın şarkısını yanlış anlayıp; bana zırhlı araçlar sana kurşunlar demesin.
Peki ya askerler.. Kimin umurunda. Zaten askerlik yan gelip yatma yeri değildi, değil mi?! Zat-ı muhterem böyle buyurmuştu. Onlar yine kelle koltukta yaşamaya devam edecek. Tabi valilere, kaymakamlara zırhlı araç alınsın, koruma verilsin. Sonları Tunceli'deki savcı gibi olmasın. Murat Uzun gibi onlarda eşlerinin, çocuklarının gözü önünde başlarına sıkılan kalleş bir kurşunla ölmesin. Ama hayattaki en kıymetli varlıklarını, çocuklarını devlete teslim eden anne babalar, o genç çocuklarda düşünülsün. Devlet emanete hıyanet etmesin. Yani işin özü, ceylan derisi koltuklarında mabad büyütenler, Kayahan'ın şarkısını yanlış anlayıp; bana zırhlı araçlar sana kurşunlar demesin.
3 yorum:
güzel tespit
zihniyetiniz hep aynı. hükümeti kötüleyinde nası olursa olsun
Bir üstteki yorumu yazan arakdaşım bunun zihniyetle alakası yok.Gerçekleri görmekle ilgili.Benim de oğlum asker.Gözüme uyku girmiyor.Bence çok doğru bir yaklaşımla yazılmış.Yazanın ellerine sağlık
Yorum Gönder