İnsan

Yazan: Unknown Tarih: 15 Ekim 2012 Pazartesi 0 yorum

Ülkenin en ücra köşelerinde, birçok kişinin haritada yerini dahi gösteremeyeceği köylerde öğretmenlik yaptı. Askerlikten muaf olabilirsin, çürük raporu alabilirsin dediler, kabul etmedi..İran sınırında görev yaptı. Okuma yazma bilmeyen askerlere öğretmen, askerliğini yaptığı köydeki çocuklara abi oldu. Evde belki de çoluk çocuk açtı ama o askeriyenin verdiği maaşla onlarca çocuğun hayatlatında ilk kez çikolata tatmasını sağladı. Milyonlar ona tiyatrocu,üstad,emektar gibi birçok isim taktı.Ama aslında o bunların çok çok üstündeydi.Bütün vasıflarıyla gerçek bir insandı. Ve o insan 79 sene sonra bugün noktayı koydu herşeye. Sonbaharın sarı yapraklarıyla uçtu gitti bu diyarlardan. Adı Erol Günaydın..3 kızının babişkosu, Türkiye'nin en büyük tiyatrocularından biri.

Ramazanlarda meddah oldu,çocuk tiyatrolarında Nasreddin Hoca..Ama benim için çocukluğumun kahramanıydı ayı yogiye ses veren Erol Günaydın.Aslında belki de kötüleri yenen ayı yogi değil de Erol Günaydın'dı. Yüzlerce tiyaro oyunu sahneledi,diziler, filmler; hayatı hep sahne ışıklarının altında geçti. Ama ben onu hep iyi bir öğretmen,bütün imkanlarını iyilik için seferber etmiş biri olarak hatırlayacağım. 60 sene boyunca oyunculuğun tozunu attırdı.Kendisinin de dediği gibi bir filmde arkadan geçen şemsiyeli adam rolünü bile oscarlık performansla oynadı. Ancak 8 yıl boyunca çamurlu köy yollarında öğretmenlik yaptığını kimse bilmedi. Onun sayesinde, damı akan evlerden, en iyi üniversitelerde rektörlük koltuğuna kadar yükselen Akif'ten kimsenin haberi olmadı. Ya da 14 yaşında babası yaşında bir adamla evlendirilmek üzereyken, Erol Günaydın'ın hayatını kurtardığı ve bugün İzmir'de çok büyük bir hastanenin onkoloji anabilim dalı başkanı olan Feraye Hanım'dan kimseye söz etmedi. Bir takım ünlücüklerin yaptığı yardımı bağıra bağıra haykırdığı bu dönemde, Erol Günaydın hep sustu, kanatları altındaki onlarca kişiyi hep sakladı. İşte bu yüzden İNSANDI.

0 yorum:

Yorum Gönder